0212 6608098 - 0212 6608099
DİZ AĞRISI VE DİZ KİREÇLENMESİ TEDAVİSİNDE GÜNCEL GELİŞMELER

Diz ağrısının sebepleri nelerdir?

Diz ağrılarının çok çeşitli sebepleri vardır.  Bunları bir çok gruba ayırabiliyoruz. Örneğin ağrının başlangıç zamanına göre yeni başlayanlar akut , 3 aydan daha uzun bir süredir olanlara ise kronik ağrı diyoruz. Akut diz ağrılarının en önemli sebepleri, spor yaralanmaları, düşmeler, menisküs yırtıkları, eklem romatizmasının kriz dönemleri örnek olarak sayılabilir. Kronik diz ağrısın en önemli sebepleri ise, gençlerde diz kapağının rahatsızlıkları, yaşlılarda ise kireçlenmedir. Orta yaşlarda ise iltihaplı romatizmaları sayabiliriz.

Diz ağrısı yapan bazı nedenler :

  • Diz kapağı sorunları
  • Diz kireçlenmesi
  • Menisküs yırtıkları
  • İltihaplı romatizmalar ( Gut, romatoid artrit gibi )
  • Kemik ödemi
  • Avasküler Nekroz

Peki teşhiste neler yapıyoruz?

Tabi ki öncelikle ayrıntılı bir muayene gerekir. Muayene ile diz ağrılarının teşhisini %95 in üzerinde bir doğrulukla anlayabiliriz. Tanıyı kanıtlamak  ve kesinleştirmek için görüntüleme yöntemleri ve kan tahlilleri gerekmektedir. Günümüzde diz ağrılarının teşhisinde röngten ve MR halen en sık kullanılan yöntemler olmasına rağmen, ultrasonografi son yıllarda öne çıkmaya başlamıştır. Ultrasonografi, dizin birkaç yapısı dışında , tüm dokuların görüntülenmesine izin verir. Bizim gibi muayeneyi yapan klinisyen doktor tarafından yapılması önemli bir avantajıdır. İltihap ve romatizmal patolojilerin gösterilmesinde doppler özelliği sayesinde, MR 'dan daha üstündür. Girişimsel tedavilerde, örneğin dizin içinde bir sıvı ya da kisti iğne ile boşaltmak için , iğnenin yerini doğru bir şekilde görebilmek için yine ultrason kullanırız. En önemli dezavantajı, çok fazla tecrübe gerektirmesidir.

Diz kireçlenmesi neden olur? belirtileri nelerdir?

Kireçlenme; yani eklemde sıvı azalması ; kıkırdak erimesi ; kıkırdak kireçlenmesi ; eklem dejenerasyonu ; artroz … Bunların tümü aynı şeyi ifade etmektedir. Yani kireçlenme . Burada öncelikle birşeyi düzeltmemiz gerekiyor. Her kireçlenmesi olan hastada, eklemde sıvı azalması olmaz. Bazen kireçlenme ile birlikte eklemde sıvı artışı olmaktadır. Bazen hastalarımızla bu konuda sorun yaşayabiliyoruz. Daha önce bir doktor tarafından kendisine kireçlenmeyi tarif etmek için sıvı azalması denmiş. Ultrasonla bir bakıyoruz dizin içi  aşırı sıvıyla dolu. Tabi bu iltihaplı sıvı. Bu sıvı normalden fazla olduğunda dizde, ağrı, yürüme ve hareket güçlüğüne neden olur. Bu yüzden kireçlenme tedavisine başlamadan önce bu  fazla sıvıyı boşaltmak gerekmektedir. Yani kireçlenmesi olan hastalarda bazen, dizin içinde sıvı artışı , iltihaplı sıvı artışı olabilmektedir.

Kireçlenme neden olur? En önemli sebep yaştır. Yaşla birlikte, kireçlenme görülme sıklığında belirgin artış söz konusudur. Kadınlarda biraz daha sık görülmektedir. Yaşlanma dışında, genetik faktörler, obezite, travma, geçirilmiş ameliyatlar, bacak boyu eşitsizliği gibi durumlar da kireçlenmeye neden olabilmektedir.  Bu sebeplerden özellikle obezite ön plana çıkmaktadır. Kilo vermek diz kireçlenmesi tedavisinde çok faydalıdır.

Diz kireçlenmesinin en önemli belirtileri, dizlerde ağrı, tutukluk, sertlik ve yürüme güçlüğüdür. Bazı hastalarda yanma bazılarında ise dizlerde üşüme hissi de görülebilen diğer şikayetlerdir. Kireçlenmenin ilerlemesi durumunda ise, yukarıda belirtilen şikayetler artış gösterir, bacaklarda şekil bozuklukları başlar, sakatlık gelişebilir.

Diz kireçlenmesi tedavisi nasıl olmalıdır?

Öncelikle şunu mutlaka belirtmeliyim. Tek bir tedavi ile mükemmel bir sonuç beklemek hayal kırıklığı yaratabilir. Bu yüzden, diz kireçlenmesi tedavisinde hastanın yaşı ve durumuna göre kombine bir tedavi programı belirlenmeli; rehabilitasyon bu tedavinin vazgeçilmez parçası olmalıdır.

Bu tedaviler,

  • İlaçlar ( ağrı kesici, romatizma ilaçlar, kıkırdak hapları )
  • Eklem enjeksiyonları, ( HA, PRP, kortizon, LA, dextroz vs... )
  • Fiziksel yöntemler ( tens, sıcak, soğuk, tedavi ultrasonu, manuel terapi, kaplıca, lazer, egzersiz  vs.... )
  • Ortez ve cihazlama
  • Korunma önlemleri ( Kilo vermek, dizleri fazla kırmamak, diz kaslarını güçlendirmek )
  • Cerrahi

Enjeksiyon yöntemlerini  iltihap giderici ve iyileştiriciler olmak üzere ikiye ayırıyoruz.

Ultrason ile değerlendirmemiz sonucunda dizde sıvı ve iltihap varsa öncelikle, bu sıvıyı boşaltıp, iltihap kurutucu ilaç enjekte ediyoruz. Dizin içi iltihaplı sıvıyla dolu iken dize kıkırdak sıvısı ya da PRP gibi tedaviler uygulanması tedavinin başarı şansını düşürür.

İyileştirici tedaviler arasında, yaklaşık 15 yıldır uyguladığımız hyaluronik asit ( HA ) tedavisi gelmektedir. Her hastada aynı sonucu göremesek de halen önemini , değerini koruyan bir yöntemdir. Tek doz ya da 3 doz olarak uygulanabilir. Çok nadiren hafif alerjik şikayetler dışında önemli bir yan etkisi yoktur.

PRP - kök hücre tedavisi, son yıllarda çok büyük umutlar vaat eden bir yöntemdir. Hastanın kendi kanı alınır, 10-15 dakikalık işlemden geçirilerek, trombosit ve beyaz küre hücrelerinde zengin kalan kısmı alınarak hastanın dizine enjekte edilir. Diz kireçlenmesinde toplam 3 doz olarak uygulama yapılır. Beklenen ciddi bir yan etkisi yoktur. Sadece, enjeksiyon sonrası bazı hastalarda reaksiyona bağlı hafif şişlik ve ağrı oluşabilmektedir. Bu durum birkaç gün süreyle buz uygulaması ve basit ağrı kesicilerle geçmektedir.

PRP standart bir uygulama mıdır? Hastalarımızın dikkat etmesi gerekenler?

Evet, bu çok önemli. İdeal ve etkili bir PRP için, 1 cc kanda yaklaşık 1 milyon trombosit hücresi olması gerekir. Maalesef bizim de deneyimlerimize göre piyasadaki birçok PRP sistemi ideal trombosit sayısına ulaşamamaktadır. Bizim önerimiz, hastalarımızın hazırlanan örneklerden sayım yaptırmaları; PLT yani trombosit sayısı 500 bin - 1,5 milyon arasında ise uygulamayı yaptırmalarıdır. Aksi takdirde, kanı ayrıştırmanın gereği yoktur, koldan alıp direk dize vermekle aynıdır.

PRP tedavisi sonrası, hastanın mümkünse kortizon gibi ilaçları kullanmaması gerekir. Fizik tedavi ve egzersizlerini düzenli yapması çok faydalıdır.

PRP etkisini hemen göstermez, etkisini görebilmek için 3 ay kadar beklemek gerekir. 3 ay sonunda hastanın ağrı, hareket zorluğu  şikayetlerinde belirgin düzelme bekliyoruz.

Diz kireçlenmesi tedavisinde ameliyat ne zaman gerekir?

Diz kireçlenmesinin tedavisinde, ameliyat dışı yöntemlerle başarı elde edilememişse, protez ameliyatları iyi bir seçenek olabilmektedir. Yukarıda bahsettiğimiz yöntem ve tedaviler ile hastanın ağrısı geçmiyor, dizlerinde hareket zorluğu, yürüme güçlüğü düzelmiyor ise ve bunlar kişinin günlük yaşantısını etkileyecek düzeyde ise ameliyat öneriyoruz. Tabi ki ameliyatın, riskleri olduğu gibi, başarılı olma garantisi de yoktur. O yüzden diz kireçlenmesi henüz   ilerlememiş hastalarda tedaviye başlamak daha uygun gibi görünmektedir.  Kireçlenme olan dize yönelik olarak yapılan, dizin içini temizleme, yıkama, kıkırdak parçalarını temizleme gibi girişimsel uygulamaların ek bir katkı sağlamadığı çalışmalarda gösterilmiştir. Bu yüzden bu tür artroskopi uygulamalar kireçlenme tedavisinde terk edilmiştir.

Özetle;

Diz ağrılarına yaklaşımda, teşhis ve takipte, tecrübeli bir uzman tarafında yapılan ultrasonografik değerlendirmenin önemi büyüktür.

Diz kireçlenmesinin tedavisini tek bir tedaviye bağlamak yerine bilimsel olarak kanıtlanmış iğne tedavileri ile birlikte kapsamlı bir rehabilitasyon programı daha uygundur.

Kireçlenmeyi azaltmaya yönelik enjeksiyon tedavileri, eklem içine PRP kök hücre ve hyaluronik asit enjeksiyonlarıdır.

Obez hastalarda kilo vermek, diz ağrısı ve yürüme güçlüğünü yarı yarıya iyileştirebilir.

İyi ve kaliteli bir şekilde uygulanmış tedavilere rağmen,  şikayetlerde azalma olmuyorsa en iyi seçenek cerrahi olabilir. Kapalı ya da açık cerrahi, protez cerrahisi gibi yöntemler mevcuttur.

Sağlıklı günler dileklerimle…

Uzm Dr Ahmet SÜMEN

Bakırköy Ağrı Merkezi 

TEŞHİS ve TEDAVİ İÇİN RANDEVU ALIN
Spor yaralanmaları , Eklem ağrıları ve Kas-iskelet sistemi rahatsızlıklarınızın sizi yavaşlatmasına izin vermeyin. Bakırköy Ağrı Merkezinden bugün teşhis için randevu alın ve birinci sınıf uzmanlarımızdan oluşan takımımız ağrı ve yaralanmalarınızı tedavi etsin. Şiddetli ağrılarınız hafiflesin ve aktif yaşam stilinize geri dönün.